Veteriner Hekimler Derneği, her Ekim ayının 2’inci cuması kutlanan “Dünya Yumurta Günü” ile ilgili bir mesaj yayımladı.
“Bu günkü dünyada başarılı olmak için, karşılaştığımız sorunu anlamak, çabuk karar vermek, en hızlı bir şekilde yanıt vermek zorundayız. Hayatımızdaki pek çok sınav, üniversite sınavları bile sadece bilgiye bağlı değildir. Hızlı algılama ve çabuk karar vermeye bağlı sınavlardır. Bu sınavlardan başarıyla geçebilmek için yeterli proteinle gelişmiş bir beyin ve sinir sistemine ve iyi bir eğitime ihtiyacımız var. Eğitimi anlayabilmenin ön koşulu ise yeterli ve dengeli hayvansal proteindir.
MÜKEMMEL BİR BESİN
Yumurta bu günün dünyasında bir insanın protein ihtiyacını karşılayacak en ucuz, en kaliteli besindir. Kalsiyum karbonattan oluşan bir kabukla çevrili olarak tavuk bedeninden dışarı çıkan bu besin dışarıdan sadece oksijen alarak sinir, kas, kemik sistemi kısacası her şeyiyle mükemmel bir canlı oluşturur… Bir civcivin oluşması için gereken amino asitler, yağlar, karbonhidratlar, vitaminler mineraller her şey oval kabuğun içinde mevcut.
Mükemmel bir besin. Bu besini başta çocuklarımız olmak üzere her yaştan insanımızın bol tüketmesi gerekir. Yumurta tüketim seviyemiz AB, ABD, Japonya ve Çinin bir hayli gerisinde yılda 200 kadar yumurta tüketiyoruz. Bu rakam gelişmiş ülkelerde 330-350 seviyesine çıkıyor. Dünyanın en önemli ilk 10 üreticisinden birisiyiz. Önemli bir ihracatçıyız.
Ülkemiz önemli bir yumurta üreticisi iken yeterince yumurta tüketememek çok anlaşılır bir durum değil… Konunun yumurtayı sevmemekle bir alakası olmadığını biliyoruz. Malum ekonomik şartlar yumurta gibi ulaşılması en kolay bir gıdayı bile ulaşılamaz kılıyor. Üretici yumurtasını satmak için, tüketici yumurtaya erişmek için çaba sarf ediyor…
Misafirlerimizle beraber Yüz milyon insanı beslemek kolay bir iş değil. Bu mükemmel gıdanı üretimini, on iki binden fazla işletme yaklaşık yüz elli bin çalışanıyla yapıyor. Yumurta fiyatları, bu imalatı yapan insanlarımızın yaşamsal ihtiyaçlarını (yem, ilaç aşı gibi çoğu ithal girdileri) karşılamazsa bu işi sürdüremezler. Artan enflasyon ve döviz kurlarındaki yükselme üreticilerimizi zorlamaktadır. Bu durum ister istemez tüketicilerin alım gücünü de azaltmaktadır. Artan fiyatlar yumurta tüketiminin azalmasının en önemli sebebidir… Yarın çocuklarımızın dünya ile rekabet eden zeki insanlar olması için sadece yumurta değil her türlü hayvansal proteine erişimin kolay olması gerekir.
Kanatlı sektöründe 24 saatlik bir gecikme bir sürüyü yok edebilir. Bu hıza uygun tanı ve tedavi yapacak alt yapıya sahip veteriner sağlık organizasyonunun kurulması şarttır.
Bu hıza uyum sağlayamayan sistem üreticinin kendi kendine çözüm üretmesine sebep olmaktadır. Bu başıboşluk yeterince kontrollerin yapılmaması her gün yediğimiz gıdalarla antibiyotiklerin ve kimyasalların insan sağlığını ve çevreyi tehdit etmesine yol açmaktadır. Yediğimiz tavukta, yumurtada veteriner hekim kontrolü olmadan kullanılan ilaç ve kimyasalların her gün soframıza gelmesini hiç birimiz istemeyiz. Üreticilerin bu tür maddelere erişiminin mutlaka engellenmesi gerekir. Çiftliklerde hekimler tarafından kullanılan ilacın bakanlığa bildirmesi zorunludur. Bu denetimlerin daha sıkı yapılması halk sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir. Bu ilaçların arınma süresi boyunca, çiftlikten dışarıya hiçbir ürünün satışına izin verilmemelidir. İlaç ve kimyasal artığı bulunan yumurtaların imha edilmesi şarttır. Burada oluşan çiftçi zararı sigortalama sistemiyle karşılanmalıdır.
YURDUN DÖRT BİR YANI ATEŞ ÇEMBERİ ALTINDA
Yumurta üretimimizi ve ülkemizin geleceğini tehdit eden önemli bir sorunda tavukçuluk endüstrisindeki tekellerdir. Bu gün dünya anaç tavuk üretimindeki damızlık sürüler üç, dört çok uluslu şirketin elindedir. Yurdumuzun dört bir yanı ateş çemberi altındadır. Olası bir ticari ambargo durumunda etlik tavuk üretimimizin %98’ ini yumurta üretimimizin %90’ını oluşturan kanatlı sürülerinin devamı ülkemize gelemez. Halkımızı besleyemeyiz. Yerel damızlık hatların geliştirilmesi desteklenmesi hayati önem taşımaktadır.”